Vecihi
Oyuncu olmasam müzisyen ya da veteriner hekim olmak isterdim diyen Merve Dizdar kedisi Vecihi için; “O benim ailem, canım, her şeyim” diyor.

Bilirsiniz kedilere istemedikleri hiçbir şeyi yaptıramazsınız. Gelmek istemezlerse gelmezler, sevilmek istemezlerse sevdirmezler. Onları ancak istedikleri zaman sevebilir, öpebilirsiniz. Ee hal böyle olunca, kedili çekimler de kediler istemezse hayli zor oluyor 🙂 Ne şaklabanlıklar, ne komutlar, ne oyunlar yaparsanız yapın hayatta taviz vermiyorlar. Sevgili Merve Dizdar’ın kedisi Vecihi de taviz vermeyen kedilerden çıktı! Fakat tüm samimiyetimle söylüyorum, kedisinin tırmalamalarına rağmen bir an bile olsun Merve Dizdar’ın yüzünden gülücükler eksik olmadı. Vecihi strese sokmamak için oldukça hassas davrandığımız çekimimizde enerjisi, modu hiç düşmedi. Hayvanları çok seven ve mutlulukları için birçok ayrıntıya dikkat eden Dizdar’ın eminim röportajında enerjisini hissedeceksiniz…

Sevginin tarifi yok

Merve Dizdar doğallığını, yaşam enerjisini, pozitifliğini kaybetmemiş İzmir’in güzellerinden. En küçük işte bile canla başla çalışan, her şeyin çok daha iyisini yapmak için emek harcayan, dizi, reklam ve filmlerdeki oyunculuğu ile tanıdığımız Dizdar aslında gerçek bir hayvansever. Hem de annesi ve babası sevmesine rağmen evde bakamadıkları için ablasıyla birlikte onları sadece uzaktan sevmeye devam edecek, mahsun mahsun duran her kediye köpeğe üzülecek kadar temiz kalpli bir hayvansever… Tabii böyle bir hayvan sevgisi olunca, yolunuz mutlaka kendi kediniz ya da köpeğinizle kesişir. Vecihi ve Merve Dizdar’ın da kesiştiği gibi… Bakın Merve Dizdar, Vecihi ile tanışma hikayelerini nasıl anlatıyor:

Vecihi’ye olan hislerimi anlatarak bitiremem

Bir gün caminin içinde bir sürü yavru gördüm. Anneleri de yanında. Sadece Vecihi tek başına ve hiç kımıldamadan duruyordu. Diğerleri iyi görünüyordu. Vecihi baktık kımıldamıyo bile. Çok üzüldüm ama yani ne yapabilirdim diye düşündüm ve bir şey yapamadım, yola devam ettim. Dönüşte yine camiye girdim ne yapıyor diye baktım 🙂 Aynı yerde mahsun mahsun duruyor. Artık dayanamadım, aldım. Bir gün kaldı ben de ama hiçbir şey yemiyordu. Ana kuzusu daha tabii, çok ufak. Benim cahilliğim de eklenince bir gün öyle bir şey yapamadan kaldı. Ertesi gün hemen veteriner kliniğine götürdüm. 12 günlükmüş. Bebek dedi, bakacaksınız dedi ve Vecom’la macera böylece başladı. Her gün, iki saatte bir kalkıp süt ısıttım ona, biberonla içirdim. Çişini kakasını ben yaptırdım. Arka ayakları tutmuyordu her sabah güneşe çıkartıp yürüttüm. Sonra atakları başladı, meğer epilepsiymiş. Herkes ölür dedi ama biz birbirimizi çok seviyorduk, inandık. Benim için ne kadar değerli, bilemezsiniz.

Vecihi’ye olan hislerimi anlatarak bitiremem. Sabah akşam ilaç kullanıyor, gözleri de ataktan dolayı hafif görmüyor ama şu an baksanız turp gibi. Hiç miyavlamaz ama beden diliyle her şeyi anlatır. Temastan çok hoşlanır, asla yalnız yatamaz. Garip bir hayvan, sevdiğini çok belli etmez ama anlarsınız sizi sevdiğini. Bunları anlatırken bile gözlerim doluyor. O kedi değil ya da bir hayvan. O benim canım, her şeyim. İnanın şu an sağlıklı, enerjik, hoplayıp zıplayan bir kediye asla ama asla değişmem onu!

Merve Dizdar

Vecihi epilepsi olduğu için başka bir kedi sahiplenemiyorum. Strese girmesi sağlığını tehdit edebilir, diğer kediyi de korkutabilir.

Sahiplenin ama… 

Sahiplenmek çok çok önemli bir konu. Kedi, köpek fark etmez. Hayvan sahiplenecek kişilerin eve bir canlı aldıklarının farkında olmaları gerekiyor. Sizin benim gibi bir canlı onlar da. Sadece yemek su verip geçecek bir şey değil. Sevgi ister, ilgi ister. Emek ister. Bugün sevgilimiz ilgi göstermiyor diye elli tane sıkıntı çeken insanlar var 🙂 Hayvanlar da böyle bence. Çocukları mutlu olsun diye alıp sonra bakamayan insanlar, yok işte “hadi bir deneyelim” deyip alıp bakamayanlar… Yapmasınlar n’olur. Hiç almasınlar daha iyi. O sizin artık bir parçanız oluyor. Büyük sorumluluk istiyor. Mesela ben Vecihi’yi evde tek başına bırakıp tatile gidemiyorum. Ya ailem bakar ya da gitmem. Benim için çok şık yok. İnsan evladını nasıl bırakamıyor, ben de öyleyim. Biraz katıyım bu konuda ama can candır. Benim için farkı yok insanla hayvanın. Sorumluluk duygusu, sevgi ve sabır yoksa hayvan sahiplenmeyin, girmeyin bu yola! 

Merve DizdarKedi sahipleri için seçenekler artmalı!

Kedi sahibi olmanın köpek sahibi olmaya göre farklı zorlukları var bence. Ben hiç köpek beslemedim ama besleyen arkadaşlarım var. Allah’ım onlar da o kadar güzel ki. Ama dediğim gibi kedi bakmanın da köpek bakmanın da farkları var. Onlar nereye ne yapacaklarını inanın bizden daha iyi biliyorlar 🙂 Köpekler de biliyor tabii ama daha çok bakıma ihtiyaçları var gibi düşünüyorum. Bakım konusunda, ilgi konusunda muhabbet kuşu bile alsam bence aynı 🙂 Hepsinin sevgisi bambaşka ama ben kediyi daha çok tercih ediyorum. Çünki bizim Veco’yla alanlarımız var. Birbirimizi severiz sonra ayrılırız köşelerimize, ben işimi yaparım o da temizliğini yapar, ya da uzanır, ya da oturur. Yani alanlarımıza müdahale etmeyiz. Birbirimizden hep ilgi beklemeyiz, sarmaş dolaşızdır ama yeri geldiğinde de işleri olan iki kişi gibiyizdir 🙂 Köpek o konuda daha ilgi istiyor olabilir. Ama ben de sonuçta sette sabaha kadar kaldığımda aklım hep Vecihi’de oluyor.

Dediğim gibi kediler bir şekilde alışıyorlar… En önemlisi sizi bekliyorlar.

Daha apartman kapısından anlıyormuş geldiğimi mesela. Bunun dışında zorluğu yok bence. İnsan üzülüyor bırakınca ama kediler yalnız başlarına da vakit geçirebilen hayvanlar oldukları için biraz daha rahat durum. Ama tabi bu yalnız kalma süresini uzatmamak koşuluyla. Tüy dökme sorunu da oluyormuş. Muş diyorum Vecihi de döküyor tabi ama bu benim için bir sorun değil. Her haliyle seviyorum onu 🙂 Fakat kedi sahibi olarak seçeneklerin bizler için artırılması gerektiğini düşünüyorum. Ben de Vecihi’yle her yere gitmeyi çok isterdim. Gerçekten. Bu üzücü oluyor o da görsün isterdim 🙂 Ama tasma da takamam kedime 🙂 Kediler harikalar ne istediklerini çok iyi bilen hayvanlar bence. Ama bazen acaba sokakta arkadaşlarıyla mı yaşasa, mutsuz mu acaba diye çok düşündüm. Onu daha fazla mutlu etmek için ev dışında da bir yerlere gitmesini çok isterdim. Ama sonra farkettim ki o böyle mutlu. Umarım yanımda da mutludur. Gerçekten çok özel bir hayvan ve umarım ona iyi bakabiliyorumdur. Çünki hayvanların da ah etme halleri var.  İstemem ki Vecihi bana ah etsin. Hep mutlu olsun…

Merve Dizdar ve Yağmur Ağcaoğlu

Sokak hayvanlarını unutmayalım

Ben Vecihi’yi sokaktan aldım, inanın elimde olsa hepsini eve alacağım. Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. İnsan çok üzülüyor ama benim yaşadığım semtte sokak hayvanlarına karşı yoğun ilgi var. İnsanlar hayvanlara bakıyor, seviyorlar ama tabi yine de daha fazla insan yapsa bunu ne hoş olur. Hayvanlara kötü davranılmayı geçin, kışt bile yapsalar sinirim tepeme çıkıyor. Garip bir durum bu, aynı şey insanoğluna yapılsa neler olur? Ki görüyoruz neler olduğunu… Ama sizden daha güçsüz bir varlık olunca herkes kabadayı kesiliyor.

Sokak hayvanlarına kim kötü davranıyorsa karşısındayım. Genç yaşlı çocuk büyük hiç farketmez, canlıya canlı gibi davranacak herkes. Yani ben gördüm mü ciddi bir sıkıntı, lafımı esirgemem; zorbalığa, kötü davranılmaya katlanamıyorum çünki. Hele ki hayvanlara… Tahammülüm yok! Bazen çok güzel seven çocuklar görüyorum, gidip bravo size diyesim geliyor 🙂 Hayvan sevgisi çok önemli bir şey. Sevgi önemli bir şey. İçinde sevgi olmayan bir insan değil hayvanı insanı da sevemez. Hiçbir şeyi sevemez. Mutsuzluk kötü. O yüzden bu küçük canları koruyup kollamamız gerekiyor. Mutluluk aslında çok yakın. Sadece içe dönmek lazım biraz… Biraz kendine…

Not: Çok teşekkür ederim size, Vecihi’yle beni ağırladığınız için. Böyle güzel bir projenin içinde olmak mutluluk, heyecan benim için. İyi ki varsınız 🙂
Fotoğraf: Serhat Dülger

 

 

 

 

 

 

 

2007-2012 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde eğitim gören Yağmur Ağcaoğlu, Bobby ve Yosun adında iki köpek ve Bıdık adında kör kedi sahibidir. Mezun olduktan sonra hayvan sağlığı dergilerinde Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptıktan sonra Kalbimdeki Patiler sitesini kuran Ağcaoğlu, yaptığı sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca çocuklar için hazırlanmış ilk Köpek Irkları-1 çocuk kitabını çıkarmıştır.