Pandemi döneminde en çok özlediğimiz aktivitelerden biri tiyatroydu şüphesiz. Önlemler alınmış şekilde eski sosyalleşmelere dönebilmek sadece bizleri değil, çocuklarımızı da çok mutlu etti. Bir haftalık ara tatilimizi Oyuncu köpek Mie oyunu ile renklendirdik. Oyunu izleyen çocukların heyecanı, mutluluğu, neşesi görülmeye değerdi. Sahnenin tozunu dumana katan başroldeki Mie ise ayakta alkışlanacak kadar başarılıydı! 🙂 Biz de Kalbimdeki Patiler olarak hem Mie’nin sahibi hem de tiyatro oyuncusu Salim Dörtcan ile ufak bir röportaj hazırladık. Mie’yi, Oyuncu Köpek Mie oyununu kısaca anlatmasını rica ettik. İşte keyif dolu röportajımız…

Öncelikle sizinle başlayalım. Bize biraz kendinizden bahseden misiniz?
Çocukluğum bahçeler arasında koşarak büyüdüğüm Kanlıca’da geçti. Hayvanlarla iç içe… O zamanlar Boncuk adında bir kedim vardı. Evimizin önünde de iki yavru köpeğe bakıyordum. Kır ve deniz hayatı yaşam alanımızdı, babam gemilerde çarkçı başıydı. Göztepe’ye taşındıktan sonra-henüz oralarda binalar yokken- her yer çimenlerle kaplı, kırlıklarda yaşamaya devam ettim. Sonrasında apartman hayatına geçiş yaptık ve evimize kuşlar da dâhil oldu. 1992 yılında Tiyatro Mie’yi kurdum ve çocuk tiyatroları alanında çalışmalar yapmaya başladım. 2018 yılında Susam adında yavru bir kedi sahiplendim, daha sonra Kekik adında… Sıra köpek sahiplenmeye gelince Mie karşıma çıktı… Şu anda Susam, Kekik, Mie ve su kaplumbağalarım Kaju Badem ile mutlu mesut yaşamaktayız.
Mie nasıl bir köpek? Nasıl bir karakteri var?
Köpeğim Mie Border Collie cinsi muhteşem bir evlat. Zekâsına ve yeteneklerine hayran kalmamak imkânsız. İki aylıktı eve geldiğinde, kucağımdan indirdim yerinde durmuyor her şeyi ısırıp çekiştiriyor. Bir an “Ne yaptım ben?” diye düşündüm 🙂 . İki sene boyunca evi yedi diyebilirim, evde dişlemediği kemirmediği hiçbir şey kalmadı. Kedim Kekik’le anlaştı ama ilk kedim Susam alanını koruma moduna girdi ve Mie yaklaşınca atak yapıp pençe atıyordu. Bizim akıllı Mie Susam’a taktiksel yaklaşmayı geliştirdi, poposunu dönerek yaklaşıyordu tırnaklarından korunmak için, başarılı oldu da. Şimdi iki yaşında, çocukluk dönemi geçince daha bir melek oldu, ne bir yeri kemiriyor ne yanımdan ayrılıyor, gözlerimin içine bakıyor.
Karakterinden bahsedecek olursak çok enteresan diyebilirim. Evde kontrollü, odaklanması yüksek, oyuncu, söz dinleyen, iştahlı, agresifliği olmayan, istekli mükemmel bir evlat. Sokakta güdüsel tepkilerinde kontrolü biraz az (parkta top gördüğü zaman yakalamak için çıldırıyor, sonuçta o da bir çocuk) aramızdaki iletişim kopuyor, bana olan farkındalığı yok oluyor Bununla ilgili eğitime başladık. Mie her şeyi sever onun sevmediği hiçbir şey yok desem yeridir. Oynamayı çok sever, benim kucağıma top bırakır kendi etrafında döner ilgilenmezsem kucağıma atlar ve sonunda bana her istediğini yaptırır. Çok zeki olduğu için Mie’ye köpek gibi bakmıyorum akıllı bir çocuk gibi algılayıp istekleri ve sevimlilik numaralarını anlamaya çalışıyorum.
Peki hayvan sahibi olmanın güzelliklerinden ve zorluklarından bahsedecek olsak neler söylersiniz?
Hayvan sahibi olmak doğanın bize sunduğu en büyük lütuf. Onlar bizi karşılıksız seviyor ve paylaşmayı öğretiyor. Onlardan öğrenecek çok şeyimiz var. Hayvan sevmenin zorluğu hayvanlardan kaynaklanmıyor, yine insanlardan kaynaklanıyor. Her yere götüremiyorsunuz onları, tatile gidiyorsunuz hayvan istemeyen oteller restoranlar daha çok. Yani insanların koyduğu kalıplar hayvan sahiplerini zorluyor, onun dışında hayvan sahiplenmenin hiçbir zorluğunu yaşamadım. Sadece sorumlulukları var ama zorlukları biz insanlar yaratıyoruz.

Mie ile tiyatro fikri nasıl başladı? Biraz tiyatrodan konuşalım, ne kadar sürdü çalışmalar, ne zamandır devam ediyor? Bu süreçte neler yaşadı Mie?
Biz Mie ile çıktığımız yolculukta tiyatroyu hedeflemedik aslında. Mie benim yol arkadaşım. Onun oyun yaşında hep oyun oynadık, bebekken eğitimle onu ne yordum ne zorladım. Bu süreçte hem eğlendi hem mental gelişimini tamamladı. İtaat eğitimini verdiğim zaman beni algılamasını, söylediklerimi dinlemesini, kabullenmesini sağladım. Bir yaşından sonra eğitimleri farklılaştı (evin salonunu boşalttım zemini eva kapladım zıplama hareketleri eklemlerine zarar vermemesi için) sahnede yapacağı hareketlerin çalışmalarına işte o zaman başladık. Her şer de hayır vardır derler, pandemi süresinde evde kaldığımız için Mie’yi zorlamadan, yormadan eğlenerek çalıştık, hiç sıkılmadı. Bir hareketi beş dakika çalışıyorduk başka hareketlere geçiyorduk, her hareketin arasına mutlaka çekiştirme at getir serpiştiriyordum. Çalışmaları oyunla pekiştiriyordum.

Pozitif eğitim sistemi ile ödül maması vererek çalıştığımız için her şey onun için oyun ve yemekten ibaretti. Evdeki eğitimle sahnedeki eğitim tabii ki farklıydı. Zor mu diye sorarsanız, kolay olmadı, ama çok keyifli oldu yeni dünyalar keşfetmek kadar heyecan ve mutluluk vericiydi. Mie artık tiyatromuzun kadrolu oyuncusu oldu. Sahne tozunu da yuttu, her oyunumuzda birlikteyiz! Oyuncu Köpek Mie oyunumuzu izleyen, beğenen herkese çok teşekkürler!
Oyun detayları www.tiyatromie.com adresinde!
Oyuncu Köpek Mie: Parkta yürüyüş yapan Dodo isimli kişi dinlenmek için mola verir. Mie isimli kaybolmuş köpekle karşılaşır. Mie Dodo’yu Dodo’da Mie’yi çok sever. Mie’nin yetenekleri ve zekâsından etkilenir ve onu bırakamaz, sahibini bulmaya karar verir. Bütün yolları dener ama sahibine ulaşamaz, her geçen dakika ona daha çok bağlanır. Dodo Mie’nin sahibini bulmaya, onu kötülüklerden korumaya karar verir. Kendilerini inanılmaz bir macera içinde bulurlar. Gerçek bir köpek hikayesi, bir köpekle insanın inanılmaz buluşması.
Yazan-yöneten: Salim Dörtcan
Oyuncular: Oyuncu Köpek Mie, Buket Bulut, Salim Dörtcan