Japonya’da bebeklerin koruyucusu olarak tanınan Akita Inu ırkını, birçok hayvansever Haçiko filmiyle tanımıştır. Ölen sahibine olan sadakatı ile Akita Inu ırkı üzerinden bir köpeğin dostluğunun anlatıldığı filmin kalbimize bu kadar dokunmasının nedeni ise gerçek bir hikayeden uyarlanması. Haçiko’ya hayat veren Akita Inu sakinliği, uysallığı ve sadakati ile birçok kişinin kalbini çaldığı gibi ünlü oyuncu Rüzgar Aksoy’un da kalbini çalmış. Bakın yakışıklı hayvansever büyük bir ırk sahibi olmanın zorluklarını, köpek sahibi olmanın güzelliklerini nasıl anlatıyor…

Köpek sahibi olmak harika bir duygu
Kedi sahibi olanlar çok iyi bilir; kedi evin neşesi, oyunu, her şeyidir. Köpekler ise evin çocuğudur. Köpeğinizle her zaman kedinizden daha fazla ilgilenmek zorundasınızdır. Yani tuvalete götürmek, enerjisini atması için parklarda koşturmak, spor yaptırmak zorundasınızdır. Kediden sonra bir köpeğin bakımını üstlenmenin nasıl olacağını tam olarak bilmiyordum. Bu yüzden bir köpek sahiplenmeden önce, onun için uygun koşulları hazırlama kararı aldım. Evimi değiştirdim, semtimi değiştirdim. Sahiplenme işini zamana bıraktım. Hem parklara yakın hem de hayvansever bir semtte oturmanın köpekler için daha avantajlı olduğuna inanıyorum. Bu yüzden sahiplenme sürecim biraz zaman aldı ama karşıma Bucky’i çıkardı. Köpek eğitmeni bir arkadaşım sayesinde Akita Inu ırkındaki köpeğimle tanıştım. Aslında Labrador Retriever ya da Rottweiler sahiplenmek istiyordum ama şansıma bu sarı oğlan çıktı. Kesinlikle bir ırk peşinde değilim, sadece herkesin sahiplenmek için ilk tercih olmayan bir ırkın karşıma çıkması beni çok mutlu etti.
Akita Inu gerçekten harika bir ırk, kendine has özellikleri var. Bucky de ırkının özelliklerini çok iyi taşıyor. Biraz başına buyruk ama aşırı kontrollü. Gözü sürekli bende. Başka bir tarafa gitse bile takipte kalıyor. Sürekli oyun peşinde, insanlarla hiçbir problemi yok. Çok cool. Hayvanlarla çok iyi anlaşıyor. Henüz 7 aylık ve bu zamana kadar hep hayvanlarla birlikteydi. Doğayı çok seviyor, koşmayı, oynamayı. Bu yüzden arkadaşlarımızla köpeklerimizi alıp her hafta sonu ormana gidiyoruz. Doya doya koşsunlar, sosyalleşsinler istiyoruz.
Yalnız kalmasın yeter!
Bucky hayatıma girdiğinden beri onun mutluluğu için tüm düzenimi değiştiriyorum. Fakat o kadar iyi huylu, iyi kalpli bir köpek ki evde varlığını bile anlamazsınız. Yatağa çıkmaz, koltuğa çıkmaz. Yemeğe saldırmaz. Oyun oynarken bile sessiz. Bebek gibi. Yaramazlık bile yapmıyor. Sakin, sessiz bir karakteri var. Tek istediği alan. Ona ait bir köşesi olsun yeter. Koltuğu parka getireyim, burada da oturur. Ben yanındaysam, evi gibi benimser. Fakat yalnızlığı hiç sevmiyor, ara ara uluyarak uyarıyor.
Hayvan sahibi olmak çok güzel bir duygu. Fakat köpek sahibi olmak çok başka. Farklı zorlukları, sorumlulukları var. Bir kere ben diyemiyorsun. Kendinden daha fazla onu düşünüyorsun. Sabah kalktığında, gözünü açtığında aklına gelen ilk şey o oluyor. Sadece tuvaleti değil, enerjisi, rahatlaması, koşması için ona zaman ayırman gerekiyor. Bu yüzden köpek sahiplerinin daha fazla sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Fakat bu zor gibi gözüken sorumluluklar sayesinde harika bir yaşamınız oluyor. Güne erken başlıyorsunuz, dinç kalıyorsunuz. Bucky bana enerji veriyor. İlerleyen zamanlarda, bahçeli bir eve geçip Bucky’e arkadaş olabilecek bir köpek daha sahiplenmek istiyorum. Onlarla yaşam gerçekten hayat dolu! Köpekler insan ruhuna iyi geliyor.
Evlat sahiplendiğinizi unutmayın!
Bucky ile pek sağlık sorunu yaşamadık. Genel kontrollerimiz dışında bir sıkıntımız olmadı. Veteriner hizmetlerini de yeterli buluyorum, fakat yetersiz görülen şey belediyelerin, devletin hayvanlara olan hizmeti. Hayvanlar için daha çok alana imkan sağlanabilir. Sokak hayvanlarına daha yardımcı olunabilir. Bütçe ayrılabilir. Bu hayvanlar bizden daha öncelerdir bu hayattalar. Ben neysem, evren nezdinde bu köpekten daha fazla değerim yok. Binalar yapıyoruz, yeşilliği öldürüyoruz. Böylece hayvanların yaşam alanlarını da öldürmüş oluyoruz. Hayvanlar için hayatı olduğundan daha da güzelleştirmeliyiz diye düşünüyorum. Son olarak hayvan sahiplenecek kişilere bir evlat edindiklerini ve kedi ya da köpek olsun, sorumluluk gerektirdiğini unutmamaları gerektiğini söylemek istiyorum.
Fotoğraflar: Gökmen Şaban – Fatih Ege