hayatım boyunca hep hayvanlara düşkün olmuştum. Sokaktan her eve gelişimde kucağımda genellikle sokakta bulduğum kedi ya da köpek olurdu. Anneme ve babama evde bir hayvan bakmak için ne kadar yalvardığımı hatırlamıyorum bile. 2013 Haziran ayı, köpek sahiplenecektik! Yaklaşık 3 aylık Alman Çoban Köpeği kırması olduğunu tahmin ettiğimiz bir kızımız olmuştu. Fakat 3 gün sonra rahatsızlanmaya başladı. Veteriner hekim ile konuştuk, dediklerini uyguladık ama bir düzelme olmadı. Daha sonra veteriner hekim onun uyutulması gerektiğini söyledi. Daha 1 hafta olmuştu ki… Biricik kızımızı sonsuzluğa uğurlamak zorunda kalmıştık… Yaşadığım acıyı tarif edemeyeceğim. Hayvan sahiplenmek birden kötü bir şey olmuştu benim için. Yaşadığım acı beni kötü etkilemişti.
Bu sefer petshoptan köpek almaya karar verdik. Satın almaya karşı olan ben, satın alacaktım çünkü tam kurtardım derken kaybetmiştim. Birkaç petshop ile görüşüp Fransız Bulldog almaya karar verdik. Eve döndüğümüzde hala mutlu değildim. Derken komşumuz bize Kral’dan bahsetti. Tabii ismi o zaman Kral (eski isminden bahsetmek dahi istemiyorum umarım anlayışla karşılarsınız) değildi. Bize söylediği; abisinde küçük ırk bir köpek olduğu, abisinin eşi onu evde istemediği için bizim iyi bakacağımıza inanırsa bize verebileceği idi. Abisiyle konuştuk. Aslında ben olmasam, bizi tanımasa asla vermeyeceğini ama beni sevdiği ve iyi bakacağıma inandığı için vereceğini söyledi. Gün belirledik. Ailece gittik.
Karşılaştığımız an ilk gün gibi aklımda
Bahçede kocaman bir Golden Retriever salık bir şekilde geziyordu. Gözlerim bir yandan Kral’ı arıyordu. Küçük ırktı, yavruydu, eve girmesine izin verilmiyordu. Hakkında bildiklerim bunlardı. Biraz sonra çitlerle çevirili bir bölümde beyaz-kahverengili minik bir şey bana havlıyordu. Hemen kucağıma aldım ve havlamayı bıraktı. Ben hala şaşkınlığımı atamamışken komşumuzun abisi; “Sol ön ayağına psikolojik olarak basmıyor” dedi. Hiçbir şey umrumda değildi. O kadar küçük ve zayıftı ki. O kadar korkmuştu ki… Bütün gece kucağımda uyudu… Bu arada aşılarının hiçbirinin yapılmadığını en yakın zamanda veteriner hekime gitmemiz gerektiğini tembihliyorlardı.
Ertesi gün kliniğe gittik. Karnesini çıkardık, gerekli her şeyi yaptırdık. Genel muayene sonrası veteriner hekim, Kral’ın bacağında ameliyat gerektirebilecek bir sorun olduğunu söyledi. Yıkılmıştım. Abiyi aradım. Ağlayarak bacağının durumunu belki ameliyat gerekeceğini anlatıyordum. Bana dediği “Eeee Dilara’cığım gülü seven dikenine katlanır” olmuştu. Yaşadığım üzüntünün ve şokun arasında donup kalmıştım. Neticede ona Kral tuvaletini eve yapıyor diye dert yanmamıştım… Daha sonra yavaş yavaş hikâyesini öğrenmeye başladık. Kral bebekken Rusya’dan getirtilmiş. 2 aylıkken sol ön bacağı çeşitli yerlerden kırılmış. Bir veteriner hekime götürülmüş, alçı uygulanmış daha sonra Kral, alçısını yemiş. Ofiste bakılmış. Sağlıksız beslenmiş. Belli kişileri görmüş. Şiddet görmüş. Küçücük bünyesiyle birçok acı yaşamış. Yaklaşık 4 aylıkken benim oğlum oldu. İyi ki de oldu. Böylece bol mutluluk ve gözyaşı içeren maceramız başladı.
Öncelikle Kral’ın psikolojik sorunları üstünde yoğunlaştık. Çünkü evde herkese saldırmaya çalışıyordu. Onun için bir tek ben vardım. (Gerçi hala daha öyle…) Annemle babamı kabullenmesi biraz zaman aldı. Misafir konusuna hiç girmek bile istemiyorum zaten. Annem üstünü değiştirip gelse sanki başka birisi gelmiş gibi saldırıyordu. Zincir, metal, ip, siyah şeyler, metalik sesler vb. birçok şeyden korkuyordu. Bunları hala aşamadık hala çok korkuyor. İlk göğüs tasması almaya gittiğimizde petshop sahibi tasmayı giydirirken gözümün içine bakıp “kızım bunu bu kadar dövmeyin” demişti… Daha sonra sahiplendiğimizi söylemiştik…
Psikolojik sorunları bir şekilde kontrol aldıktan sonra sıra geldi biricik oğlumun bacağına. Kliniğe gittik röntgen çekildi. Röntgen sonrası bacağının ameliyatla düzeleceği ve kullanabileceğini söyledi ve Kral ameliyatını oldu. Ameliyat profesyonel olmayan şartlarda gerçekleştirildi. Bu yüzden Kral’ın ayağı o zaman kesilmediği için kendimizi şanslı görüyoruz. Ameliyat sonrası Kral’ın ayağında pek bir farklılık yoktu. Bu sırada Kral’da deri sorunları ortaya çıktı.
Biz mücadele ettikçe her şey üst üste geliyordu…
Kral’ın deri sorunları ile uğraşmaya başladık. Kral’a birçok tedavi uygulandı. Birçok iğne yapıldı ama hiçbirinden olumlu sonuç alamadık. Ankara’da deri problemleri yaşayan bir köpek sahibi ile tanıştım. Araştırma yapmaya başladım. İngilizce makaleler çevirmeye başladım. Bu sayede Ankara’daki arkadaşımın yardımıyla da Kral’ın deri hastalığını buldum daha doğrusu hastalıklarını. Almanya’dan kuzenim aracılığıyla derisine özel ürünler getirttim. Kral’ın deri sorunları kontrol altına girmişti ama bu 1 senemizi almıştı. Maddi ve manevi anlamda tükenmiştik. Bacak sorunumuza dönmeliydik. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hayvan Hastanesi’ni önermeye başladılar bize. Kendimizi toparlayıp yola çıktık. Gelmiştik. Ama sanki bir şeyler yolunda değildi. İnanılmaz huzursuzdum. Kral’ı muayene için alacaklardı. Kucağımdan vermeden önce ne kadar hassas olduğunu anlatırken… Kral çok korktuğu şeylerden birisi olan ensesinden tutulup kucağımdan alınmıştı. Röntgen uyutulmadan çekilmişti. Bizi çağırdıklarında Kral’ın arka bacakları kıpkırmızı, gözleri yaş doluydu ve üstü çiş içindeydi. Belirtmeden geçemeyeceğim Kral inanılmaz titizdir. Ayağına çamur değse, temizlenmeden asla yürümez…
Neyse nur topu gibi bir travmamız daha olmuştu. Röntgen incelenirken bize iki seçenek sundular. Ya bacağı baston gibi sabitleyeceklerdi ya da bacak kesilecekti. Bunlar benim için kabul edilebilir değildi. Çünkü Kral bacağını kullanabiliyordu. Başka bir seçenek olmalıydı. Hiçbir şey yaptırmadan geri döndük.
Kendimi toparladıktan sonra araştırmalara başladım. İstanbul ve Ankara’da ortopedi alanında uzman veteriner hekimle mailleştim. Sonunda aradığım cevabı bulmuştum. Ateş Barut Kral’a protez eklem yapılabileceğini ve bu şekilde acı çekmeden rahatça kullanabileceğini söylemişti. Her şey harikaydı. Taa ki ameliyat ücretinin bizi çok aştığını öğrenene kadar. İş aramaya başladım ama bir türlü bulamıyordum. Finallerim başlamıştı. İş bulamamıştım.
Umudumu kaybetmiştim…
Sosyal medyada 3 bacaklı köpek sahipleriyle konuşmaya başladım. Kendimi bu sürece hazırlamaya başladım. ABD’de yaşayan 3 bacaklı pointer Pippy’nin annesi Angela Struckmeyer ile tanıştık. Bana gofundme.com’dan kampanya başlatabileceğimi söyledi. Hemen araştırmaya başladım. Umudum filizlenmişti. Ama Türkiye desteklenen ülkeler arasında değildi. Hayal kırıklığına uğramıştım. Daha sonra Almanya’daki kuzenim geldi aklıma. Benim adıma kampanyayı başlatabilir ve parayı bana yollayabilirdi.
Kral’a gofundme.com’dan kampanya başlattık. Hiç tanımadığım insanlar hikâyemizi okuyarak bize destek oluyor ve Kral için dua ediyorlardı. Şaşkınlık içindeydim bir o kadar da mutluydum. Dünya’nın her yerinden bağış almıştık neredeyse 🙂 Daha sonra biricik Gonca (Kaya) ablamız bizi himayesi altına aldı. Yaklaşık 1 ay gibi bir zamanda ihtiyacımız olan parayı toplamıştık. Başarmıştık!
Petcode Hayvan Hastanesi’nden randevumuzu aldık. Her şeyi ayarladık ve yola çıktık. Ateş Barut, Kral’ı muayene etti. Ama haberler ne yazık ki iyi değildi. Ateş bey, Kral’ın sol ön bacağını kullanabiliyor olmasına hayret etti. Ne yazık ki Kral protez eklem için uygun değildi. Dirsek kısmı tamamen parçalanmış, büyüme çağında olduğu için bünyesi bir şekilde uyum sağladığı için kullanabiliyordu. Ayrıca sağ arka bacağında çapraz bağ esnemesi olduğunu söyledi. Kral için yapılacak tek şey ne yazık ki ampütasyondu. Ateş Bey, Kral bacağını hâlihazırda kullanmaya devam edebildiği için, onu kontrol altında tutmamız gerektiğini ve durumu çok kötüleştiği zaman ampütasyonu düşünmeye başlamamızı söyledi. Bol maceralı hikâyemiz Kral’ın 3 bacaklı bir çocuk olarak hayatına devam edeceği bir şekilde bitmiş oldu.
Üzgün müyüm? Kısmen. Çünkü Kral hiçbir zaman doyasıya koşamadı, oynayamadı. Kral’ı çoğu zaman kısıtlamak zorunda kaldım. Protez eklem ameliyatı Kral’ın özgürce koşup oynaması için çok büyük bir umuttu benim için. Ayrıca bacağını kaybedecek olması diğer bacaklarında sorunlarını arttıracak çünkü zaten daha şimdiden bacaklarında sorunları var. Ama içim rahat elimden gelen neyse fazlasıyla yapmaya çalıştığıma inanıyorum.
Engelli hayvanlar konusunda çoğu kişi bilgisiz. Bilgisiz oldukları içinde sahiplenmeyi tercih etmiyorlar. İnanın engeli olmayan hayvanlardan hiçbir farkları yok. Kral çoğu zaman 3 bacağını kullanarak yürüyor ya da koşuyor. Engeli olan hayvanlar, eksikleri yokmuş gibi yaşayabiliyorlar hatta çoğu zaman engellerini unutuyorlar. Belki bizim hikâyemiz biraz da olsa engelli hayvanlara bakış açınızı değiştirmiştir diye umuyorum.
Badi Kral ve annesinden sevgilerle…
Kral’ı sosyal medyada takip edebilirsiniz: instagram.com/kral_the_tacoterrier