Üniversite son sınıfta final haftasındaydım. Kötü olayları arka arkaya yaşamıştım; sahipleneceğim köpeğe eski dövüş köpeği saldırmıştı, kollarımda nefes vermişti, dayanamıyordum bu acıya. Sınavdan çıkıp evime gittiğim bir gün içimdeki ses yolun karşısındaki çalılara bakmamı söyledi ve gidip baktım. Lulu baygın yatıyordu. Üzerinde yüzlerce kene vardı. Kucakladığım gibi evime götürdüm, dış parazit tozunu dökünce üzerindeki pire ve keneler öldü.
Üç kap su, üç kap mamayı soluksuz yedi içti, anlatamam o anları. Sevmek istediğimde döveceğim sanıp yere kapaklanıyordu, titreyerek veteriner hekime götürdüm, gizlice minibüsle gittik herkes yardım etti 🙂
Veteriner hekim aşı bile kaldıramayacak halde olduğunu, gördüğü şiddet yüzünden göz bebeklerinin normalden büyük olduğunu söyledi ve onu yaşatmak istiyorsam mezun olduğumda onu da İstanbul’a götürmemi söyledi 🙂 Ailem de kabul ettiler ve bizi almaya geldiler, uzun bir tedavi sürecimiz oldu. Açlık ve sussuzluktan vücudu iflasın eşiğindeymiş, küçük taş parçaları yemiş açlıktan 🙁
Her şey artık geçmişte kaldı, kötü günleri unuttu kızım.