Aslında bu sadece Naz ile ya da Whiskey ile olan bir hikaye değil. Bu benim hayatımdaki gerçek sevginin hikayesi. 2014 yılının Mayıs ayında güzel oğlum Whiskey hayatıma girdi. O hep ağırbaşlı, olgun ve akıl küpü bir çocuktu. Tabi aşırı merakı ve her bulduğunu yeme gibi kötü alışkanlıkları da yoktu değil. Sayısını hatırlamadığım kadar çok çorap, emniyet kemeri, tezgahtan aşırılan bütün tavuk ve bir tepsi kurabiye… ☺️ Eşimle nişanlıydık Whiskey hayatımıza girdiğinde, sonra evlendik ve ben 1 ay kadar yurt dışında olduğum için oğlumdan uzak kaldım. Tabi durur muyum? Hemen döndüm oğlumu da aldım beraber gittik. İlk evimizde ilk çocuğumuzla mutlu bir ailemiz vardı. Sonra iş sebebiyle Türkiye’ye döndük, eşimin memlekti olan Trabzon’a yerleştik. Çok değil 1 ay geçmedi bile Whiskey parkta zehirlendi. Doktora götürürken yolda melek oldu ve her şey 20 dk içinde gerçekleşti. 23.11.2015 işte bugün hayat benim için durdu, bir daha asla eskisi gibi olmayacağından emindim taa ki Naz hanım hayatımıza girene kadar ☺️
12.12.2015’de Naz hayatımıza girdi. Whiskey rahat büyümüş bir çocuktu ama Naz öyle değil malesef 😞 Naz’ı kurtaran sevgili arkadaşım Emel Demir’den hikayeyi dinleyince çok üzüldüm 😞 İlk sahibi tarafından köpek parkına bırakılıyor ve bir daha alınmıyor, sonra başka birileri alıyor ve otoparka bağlayıp önüne bir kap su bile koymuyorlar. Oradan da başka bir aileye sahiplendiriliyor ama kaçıyor. Sonra polis eğitim merkezine gidiyor oradaki köpekle bir kavga kuyruğun ucu yok kulaklar fena halde pansiyona yerleştiriliyor ve sonrası ben ilanı görüp arıyorum… Yaralarımın çok taze olduğu bir dönemde yine benim gibi yaralı bir halde geldi Naz ailemize. Günlerce bir odadan çıkmadı, güvenmedi bize. 1.5 ay boyunca wc eğitimi olduğu halde eve tuvaletini yaptı… Sonra yavaş yavaş düzeldi ve o şu an dünyanın en mutlu köpeği. Her an gülümsüyor, her şey ile mutlu oluyor, mama seçmiyor, basit bir pet şişeyle bile mutlulukla oynuyor. Minnet duygusunu, yetinmeyi bilmeyi Naz ile öğrendim. Whiskey’e gelince eğer ben onla yaşamasaydım asla başka bir cana kapılarımı açamazdım. Oğlum bana sevmeyi, sabretmeyi, anlayışlı olmayı ve sevgiyi paylaşmayı öğretti. Onu kaybettikten sonra sokak hayvanlarına daha fazla yöneldim ve hepsinden oğlumun selamını aldım. Benim hala iki çocuğum var birisi gök yüzünde bir yıldız diğeri de yanımda bir ballı lokma. Kimse kimsenin yerine geçmedi. Ne Whiskey yeri dolacak bir köpek ne de Naz başka köpeğin yerine konacak bir köpek. Bana Naz’ı sahiplendiğim zamanlarda “yapma, hata yapıyorsun” diyenlere şimdi iyi ki yapmışım diyorum. Eğer yüreğinize bir kez bir ıslak burun dokunmuşsa onlarsız yaşamak imkansızdır artık…