Son zamanların en sevilen dizileri arasında yer alan Yargı’nın Zümrüt’ü Esma Yeşim Gül başarılı oyunculuğunun yanı sıra hayvan sevgisi ile de birçok kişinin kalbini çaldı. Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun olan başarılı genç oyuncu, bu hayattaki en büyük ilacın sevgi olduğunu söylüyor ve herkesin bu masum hayvan sevgisini bir gün tatmasını diliyor. Hayvanlara karşı derin bir bağ kuran ve “Hayvanlara olan derin sevgimi tarif etmek açıkçası benim için çok zor. Bu sevgiyi belli kalıplar içine sığdırarak anlatmaya çalışmak, onlarla kurduğum özel bağa haksızlık gibi geliyor.” diyen Esma Yeşim Gül, bakın minik dostu Toffie için neler anlatıyor:

Öncelikle köpeğinizle nasıl tanıştığınızla başlayalım… İlk köpeğiniz mi?

Evet, ilk köpeğim ama ilk evcil hayvanım değil. Daha önce bir kedim vardı, o dönemin getirdiği zorunlu koşullardan dolayı sahiplendirmek zorunda kalmıştık. O kadar çok üzülmüştüm ki uzun süre kendime gelemedim. Konuşamasak da aramızda inşaa ettiğimiz sevgi bağından uzaklaşmak gerçekten çok yıpratıcı bir süreçti. Benim sağlığımla ilgili dikkat etmem gereken bir sürece girdiğimiz için artık evcil hayvanım olamayacağını düşünüp çok üzülüyordum. Taa ki Toffie ile tanışana kadar… Bu cins özel bir cins olduğu için, benim dikkat etmem gereken koşullarla ilgili bir sıkıntı olmayacağını öğrendiğim günden beri anneme ısrarcı olmaya başladım. Bir yandan da benim bağlanınca ne kadar üzüleceğimi bildiği için çekinceleri de vardı. Fakat sonunda annemi ikna ettim ve şimdi hepimizin baş tacı oldu. 🙂 

Köpeğinizin karakterinden konuşacak olursak neler söylemek istersiniz? Neleri sever, neleri sevmez?

Evcil hayvanlar zamanla sahibine benzer derler, o kadar doğru ki! İnatçılığı başlı başına ben 🙂 İstemediği bir konuda çok inatçı oluyor ve ne yapıp edip istediğini yaptırtıyor. Bir de öyle tatlı ki kızamıyorsun da, şımartmamam gerektiğini bilsem de itiraf edeyim şımarık bir kızım var. :)) Gezmeye, yürüyüş yapmaya bayılıyor. Asla yorulmaması da cabası, ona yeter ki gezme olsun. Bir de tabii gün içinde ödül mamasını da aldı mı keyfine diyecek olmuyor. Biraz kıskanç olduğu için diğer köpeklerle çok iyi anlaşıyor dersem yalan olur, biraz hırçın o konuda. Özellikle beni ve annemi hiç paylaşamıyor, biri sarıldığı anda başlıyor havlamaya. Kısacası biraz cadı bir kızım var… :))

Bu hayattaki en büyük ilacın sevgi olduğuna inanıyorum. Yaşadığımız her anı değerli kılan tek duygu ve motivasyon kaynağı. Umarım herkes patili dostlarımızın bu sonsuz sevgisine erişme şansını yakalar. Zaten sonrası iyilik, güzellik… 🙂
Bir köpek sahibi olmanın güzellikleri ve zorlukları sizce nelerdir?

Bir kere evde her an kendisini hissettiren yoğun bir sevgi enerjisi düşünün. Dışarıdan eve girdiğiniz andan itibaren sizi sıcaklıkla kucaklıyor. Bazen yorgun olduğum günlerde eve gitmek için en büyük motivasyonum oluyor Toffie. Bir an önce gitsem de onu kucaklasam diyorum. Gerçekten şifa oluyor. Bizim klasik ritüelimizdir eve girildiği anda hemen kucaklaşıp öpüşme seansımız olur. Günün yorgunluğunu atmada birebir :)) Zor yanlarına gelecek olursak, o bir can ve büyük sorumlulukları var. Onun da enerjisini atması gerekiyor, bazen hiç keyfin olmasa da çıkartman gerekiyor. Ama onun o mutluluğunu gördüğün an zaten senin de keyfin yerine geliyor. Sorumluluğu alabilmek, onun da psikolojisini ve sağlığını  düşünmek çok önemli. 

Köpeğinizi üç kelime ile anlatacak olsaydınız onu en iyi hangi kelimeler ifade ederdi?

Şifa, sevgi, huzur.

Hayvan sahiplenmenin önemi hakkında neler söylemek istersiniz? 

Hayvan sahiplendiğinizde ilk etapta ona iyilik yaptığınızı sansanız da en büyük iyiliği kendinize yapıyorsunuz. Hiç konuşmadan size bir şeyler öğretiyor ve hayatınızı öyle anlamlar katıyor ki bazen bir insanla bile saatlerce konuşsanız o dersleri alamazsınız.

Bir köpek sahiplenmek isteyenlere önerileriniz neler olur?

Mutlaka o vakti ayırabileceklerinden emin olsunlar, o sorumluluğa hazır olsunlar yeter bence. Sonrası zaten öyle güzel bir sevgi bağı ki, insan hiç kopmak istemiyor.

.

.

.

.

2007-2012 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde eğitim gören Yağmur Ağcaoğlu, Bobby ve Yosun adında iki köpek ve Bıdık adında kör kedi sahibidir. Mezun olduktan sonra hayvan sağlığı dergilerinde Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptıktan sonra Kalbimdeki Patiler sitesini kuran Ağcaoğlu, yaptığı sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca çocuklar için hazırlanmış ilk Köpek Irkları-1 çocuk kitabını çıkarmıştır.