“Evde böcek görsem bile onlara zarar vermeden pencereden dışarı çıkarmaya çalışırım. Her hayvanın dünyamızda ayrı görevi var. Bir türün bile neslinin tükenmesi, dünyanın sonuna daha da yaklaştığımızın habercisidir.”

Her canlının varoluş nedeni olduğu düşüncesine kalben inanan Kuzey Yıldızı dizisinin sevilen oyuncusu Gizem Güneş kalbini çalan kedisi Kül’ü kalbimdekipatiler.com okuyucuları için anlattı:

Kül ile tanışma hikayenizle başlayalım sohbetimize…

Kül ile tanışma hikayemiz çok ilginç. Şu an rol aldığım Kuzey Yıldızı dizisinden oyuncu arkadaşım Emrah Özdilek, eşiyle Ordu’ya yerleşti. Burada, sokaktan bir kedi sahiplenmişlerdi. Eve geldiklerinde anlamışlar ki meğer kedi hamileymiş. Kedi doğum yaptıktan sonra, sokakta ölmek üzere olan yavru üç kardeş kedi daha bulmuşlar ve onları da eve almışlar. İşte onlardan biri de benim kedim, Kül. Evlerine ziyarete gittiğimde Kül’ü gördüm, henüz el kadardı… Görür görmez; “Bu kedi benim olabilir mi?” dedim. Seve seve kabul ettiler. Böylelikle Kül’le hayatım başlamış oldu.

Peki nasıl bir karakteri var? Neleri sever, neleri sevmez?

Kül’ü sokaktan bulduğumuz için kırma sanıyordum fakat büyüdükçe cins kedi olduğunu anladık. Kendisi bir Mavi Rus kedisi. Gri, üçgen çeneli, kısa tüylü ve kocaman kulakları var. Neredeyse hiç tüy dökmüyor. Fazlasıyla oyunbaz. En sevdiği şey oyun oynamak. En sevdiği oyuncak, olta. Oltasıyla oynamak istediğinde oltaya patisini koyup miyavlamaya başlıyor ve asla oyun oynamaktan yorulmuyor. Bazı günler sabah saat beş, beş buçuk arası oyun oynamak için beni uyandırıyor. Asla tırmalamaz ama ısırır. 🙂 Bir kedi sahibi olarak kollarımda tırmık izleri değil, diş izleri var. Seslendiğinizde köpek gibi hemen koşup gelir. Suyu ben bardaktan içiyorsam bardaktan, şişeden içiyorsam şişeden içer. Beni taklit etmek gibi bir özelliği var. Suyla oynamaya ve uzun süre camdan dışarıyı izlemeye bayılır. En sevmediği şey ise, onu uzun süre yalnız bırakmam. Setimin yoğun olduğu günler odama döndüğümde, odayı darma duman buluyorum ve bir süre bana küs davranıyor.

O zaman kedi sahibi olmanın zorluklarından ve güzelliklerini soralım size…

Kedi beslemenin zorluklarının başında perde ve koltuk tırmalaması geliyor diyebilirim. Tırmalama tahtasına alıştırmak biraz uzun sürdü ama bu sorunu da hallettik. Kedi beslemenin en güzel yanı ise, evde hep yanınızda olan minik bir dostunuzun olması. Hayatımda ilk defa evcil hayvan besliyorum. Başlarda çok acemiydim, baya zorlandım. Ama şimdi alıştım… Kül hayatıma girdiğinden beri odamda daha çok vakit geçirmeye başladım. Bana verdiği pozitif enerji ve mutluluğu hiçbir şeye değişmem. Onu kendi oğlummuş gibi görüp, seviyorum.

İnsanların hayvanlara bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz peki?

Hayvansever çok insan var. Onları gördükçe mutlu oluyorum. Özellikle ülkemizde kapısının önüne hayvanlar için mama-su koyan çok aile görüyorum. Bunlar çok değerli şeyler. Hayvan barınakları da istenen düzeylerde olmasa da daha özenli olan kurumlar var. Hayvanlara kötü davranan, eziyet eden insanlar maalesef ki var. Ama bu konuya girmek bile istemiyorum, elim ayağım titriyor. Hayvanları tüm samimiyetiyle seven ve koruyan insanlar o kadar fazla ki, bu kötülükleri hep birlikte aşabileceğimize inanıyorum. Hayvansever çok insan var. Onları gördükçe mutlu oluyorum. Özellikle ülkemizde kapısının önüne hayvanlar için mama-su koyan çok aile görüyorum. Bunlar çok değerli şeyler. Hayvan barınakları da istenen düzeylerde olmasa da daha özenli olan kurumlar var. Hayvanlara kötü davranan, eziyet eden insanlar maalesef ki var. Ama bu konuya girmek bile istemiyorum, elim ayağım titriyor. Hayvanları tüm samimiyetiyle seven ve koruyan insanlar o kadar fazla ki, bu kötülükleri hep birlikte aşabileceğimize inanıyorum.

Hayvan sahiplenmek isteyenlere neler söylersiniz?

Eğer bir hayvan sahiplenmek istiyorsanız lütfen anlık heves için sahiplenmeyin. Gerçekten ömrü boyunca ona dostluk edebilecek misiniz, bunu iyi bir şekilde ölçüp tartın. Onlar bize sandığımızdan daha çok bağlanıyorlar. Konuşamıyorlar bizimle belki ama hissediyorlar. Tüm bunlardan eminseniz, tebrik ederim ailenize yeni bir can geliyor! Sizi her daim iyi hissettiren, evinize neşe getiren küçük dostunuzla uzun ve sağlıklı yıllar diliyorum.

2007-2012 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde eğitim gören Yağmur Ağcaoğlu, Bobby ve Yosun adında iki köpek ve Bıdık adında kör kedi sahibidir. Mezun olduktan sonra hayvan sağlığı dergilerinde Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptıktan sonra Kalbimdeki Patiler sitesini kuran Ağcaoğlu, yaptığı sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca çocuklar için hazırlanmış ilk Köpek Irkları-1 çocuk kitabını çıkarmıştır.