Hayat verdiği tüm karakterleri gerçekten “oymuş” çasına canlandıran ve sanata ruhunu katan Enis Arıkan hakkında ne yazsam neler anlatsam bilemiyorum. Hani bazen çok sevdiğiniz birisini anlatmak için kelimeler bulamazsınız ya, durum aynen öyle… Sadece oyunculuğuyla değil; samimiyeti, doğallığı, içtenliğiyle ve kalbiyle herkesi kendisine hayran bıraktığına eminim! Fakat Arıkan’ı anlatmak için kelimeleri bir araya getirmek yetmiyor. O yüzden sosyal medyadaki videoları ile paylaşım rekorları kıran yakışıklı sanatçının kedisi Miu hakkında yaptığımız hoş sohbetimizle sizi baş başa bırakıyorum.

İyi ki’m…

Aslında Miu ile hikayemiz çok ani başladı diyebilirim. Kedilerle aram pek iyi değildi. İçten içe onları çok sevsem de bir kedi sahibi olmayı hiç düşünmemiştim. Daha sonra çok yakın müzisyen bir arkadaşımın kedisinin 3 bebeği oldu ve yuva aramaya başladılar. Ben Miu’yu görünce “kesinlikle sahiplenmeliyim” diye düşündüm ve o gün bugündür birlikteyiz…

İlk defa bir kedi sahiplendiğim için çok tedbirli davrandım. Çok minik olduğundan dolayı başına bir şey gelir diye korkup, ilk günler evden 2 hafta çıkamadım. Çıktığım zamanlarda komşumu arayıp Miu’ya bakmasını rica ettim. Bir bebek gibi üzerine titredim. O büyüdükçe hayatımızda bazı değişiklikler oldu fakat ona olan hassasiyetim hiç değişmedi. Artık evde tek kalabiliyor ama ne olursa olsun tedbirli davranmaya devam ediyorum. Onun mutlu olması, oynaması, eğlenmesi için her ayrıntıya dikkat ediyorum. Bu zamana kadar neden yokmuş hayatımda diye üzülüyorum. Eve her geldiğimde onunla karşılaşmak müthiş bir his. Keşke çok daha önce bir kedi sahibi olsaydım…

Enis Arıkan

Miu

Verdiği kocaman sevgi tüm zorlukları aşmamı sağlıyor

Asla söz dinlemeyen, su kabını her defasında patisiyle dökmeyi başaran bir kedim var. “Şşş” diye yüksek sesle uyarırım, korkar, uzaklaşır ve 3 saniye sonra yine o kabı dökmeye gelir. Şarj aletlerime bayılır, kablolarımla oynamak için her türlü yaramazlığı yapar. En sevdiği şey, kucağımda yatmak. Saatlerce kendisini kaşıtabilir. Göbeği hariç! Onunla yaşamak çok başka. Hayatımdaki eksik yanımı bulmuş gibiyim. Eve geldiğimde onun varlığını hissetmek tarifsiz. Kapıyı açar açmaz torlayıp kendini yere atması ve “beni sev” diye gözüme bakması tüm dertleri unutturuyor bana.

Enis Arıkan diyor ki;

Miu benim özellikle sokaktaki hayvanlara olan bakış açımın çok daha başka boyuta taşınmasını sağladı. Sokaktaki hayvanları görünce içim parçalanıyor. Keşke sıcak bir ortamda önünde mamasıyla mutlu mutlu yaşayabilseler… Onları elimden geldiğince doyurmaya çalışıyorum ama tüm hayvanseverlerin çok daha fazlasını yapması gerekiyor. Her birini yuvalandırabilsek keşke… Miu ile ilk defa hayvan sahibi olmanın güzelliklerini yaşadım. Kedi bakmanın sanıldığı kadar zor olmadığını gördüm. Kediler, aşıları, genel bakımı dışında sevilmekten başka hiçbir beklentisi olmayan canlılarmış gerçekten… Sarılarak, karşılıklı sevgiyle geçen bir ömre sahip olmanın en güzel yanı Miu. Bir kedi ya da köpek daha sahiplenmek istiyorum, Miu ile edindiğim tecrübelerimden sonra belki sokaktaki bir canlıya evimizi açarız, hiç belli olmaz.

Yağmur Ağcaoğlu ve Enis Arıkan

Fotoğraflar: Mirla Photography
Instagram: mirla_photography

 

Daha fazla fotoğraf ve video için sosyal medya hesaplarımızı takipte kalın.

Youtube: https://www.youtube.com/channel/UCQcwYNXhMt6eU9sLDnNeKlA

Instagram: https://www.instagram.com/kalbimdekipatiler/

Facebook: https://www.facebook.com/KalbimdekiPatiler/

Twitter: https://twitter.com/kalbimdekipati

 

 

 

2007-2012 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde eğitim gören Yağmur Ağcaoğlu, Bobby ve Yosun adında iki köpek ve Bıdık adında kör kedi sahibidir. Mezun olduktan sonra hayvan sağlığı dergilerinde Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptıktan sonra Kalbimdeki Patiler sitesini kuran Ağcaoğlu, yaptığı sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca çocuklar için hazırlanmış ilk Köpek Irkları-1 çocuk kitabını çıkarmıştır.