Son yıllarda, kedi ve köpek dışında; kuş, tavşan, hamster ile birlikte sürüngenleri de içine alan egzotik hayvanların pet olarak sahiplenilmesi yüksek bir ivmeyle artmıştır. Kırmızı yanaklı su kaplumbağaları, iguanalar başta olmak üzere; sakallı ejder, leopar geko, bukalemun gibi kertenkele türleri ve boa, piton gibi yılanlar en çok tercih edilen sürüngenlerin başında gelirler. Hayvan sahipleri, hayatımızda görece yeni yer almaya başlayan bu türler için uygun tropik bakım şartlarını ev içinde sağlamakta zorlanmakta, bu durum da genç yaştan itibaren sürüngenlerde birçok hastalığa yol açmaktadır. 

Evde sürüngenlere uygun yaşam alanı oluşturmak

Uygun beslenme tipinin ve yaşam koşullarının sağlanması, sürüngenlerin esaret altındaki refah düzeylerini artırabilmek için en çok dikkat edilmesi gereken detaylardır. Doğasına uygun koşullarda bakılmayan sürüngenlerde buna bağlı olarak stres düzeyinde artma gözlenebilir. Bu da besin alımını ve besinlerin sindirilmesini etkiler ve hastalıkları beraberinde getirir. Sürüngenlerin bu hastalıklara yakalanmamaları için özellikle yeni sahiplendiğinizde türün detaylarını iyi öğrenmeli ve sürüngenlerle ilgilenen bir veteriner hekimi ile iletişime geçip yıllık kontrollerini sağlamalısınız. 

Bu tür hayvanlar bizim coğrafyamıza ait değildir, çoğu tropik ve subtropik olarak adlandırdığımız bölgelerden getirilmişlerdir (örn: İguanalar). Uygun yaşam koşullarını sağlayabilmek için bu türlere vivaryum (teraryum) olarak adlandırdığımız özel alanlar sağlamalıyız. Bu teraryumlarda hayvana uygun kuru zemin (substrat) ve türün ihtiyacına göre yüzebileceği alan bulunmalıdır. 

Substrat seçiminde sürüngenin türü, genel durumu, ortam koşulları, ekonomik durum gibi birçok parametre devreye girer. Yapabileceğiniz en ekonomik tercih kağıttır. Masrafsız oluşunun yanında hasta sürüngenlerde idrar dışkı takibi yapmayı kolaylaştırır. Ancak sık değiştirmek gerekir ve teraryuma doğal bir görüntü kazandırmaz. Toprak ve kum gibi substratlar doğal bir görüntü verir ve evcil hayvanınızın zemini kazıyıp kendini gizleme güdüsünü tatmin etmesine yardımcı olur. Ayrıca toprak nem tutması açısından tercih edilen bir zemin örtüsüdür. Ancak bakteriyel gelişimi önlemek için sıklıkla değiştirilmelidir ve bazı hayvanlar bunları yiyebilir ve mide bağırsak sisteminde çeşitli problemler şekillenmesi açısından risklidir. Taş kullanımı, ısının korunmasını ve teraryumun doğal bir görünüm kazanmasını sağlar ancak boyutlarına göre hayvanınızın bunları da yemeye çalışması olasıdır. Substrat dışında, kırmızı yanaklı su kaplumbağası gibi yarı akuatik türler hem suya hem de kuru zemine ihtiyaç duyarlar.

Ülkemizde yapılan en büyük hatalardan biri bu türleri hayvanın kurulanıp güneşlenebileceği bir ortam sağlamayıp yalnızca yüzebileceği bir alanda tutmaktır!

Bu türlerin dinlenmesi ve vücut ısısını dengeleyebilmesi için vivaryumun bir kısmı kuru zemin olmalı ve bu bölgede ısıtıcı lamba ve UV lambası bulunmalıdır. Hayvanın suya girdiği bölümün ise derinliği ve eni vücut uzunluğunun en az 2 katı olmalıdır.

İdeal bir teraryumda mutlaka UV lambası (UVB), ısıtıcı lamba ve nem ölçer bulunmalıdır. UVB ışınları, sürüngenlerin kalsiyum metabolizmasının çalışmasında etkin bir görev alır. Sürüngenler ektotermik canlılardır, yani vücut sıcaklıkları çevreye bağımlıdır ve metabolizma hızı buna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Doğada güneşin altında durarak veya kapalı bir alana girerek vücut sıcaklıklarını düzenlerler. Uzun süre soğuk ortamda kalırlarsa metabolizmaları yavaşlar ve “kış uykusu” da denilen hibernasyon durumuna geçiş yaparlar. Çevre sıcaklığının artıp azalması gıda alımı ve sindirme fonksiyonlarını doğrudan etkiler.

Örnek olarak; bir çalışmada, grup halinde yaşayan iguanalarda dominant erkeklerin ısı kaynağına daha yakın durmasıyla besinlerin sindirim oranının bu hayvanlarda daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Sıcak ortamlarda tutulup yeterince beslenmeyen iguanalarda ise sıcağın metabolizma hızını arttırmasına bağlı olarak hızlı bir şekilde kilo kaybı meydana gelebilir. Bu nedenle, teraryumunuzun sürüngeninize uygun sıcaklıkta ve nemde olması kritik önem taşır. Ancak teraryumun her alanını sabit bir sıcaklıkta tutmak yeterli değildir. Hayvan yaşadığı alanda termal gradyana ihtiyaç duyar yani ihtiyacı olan en düşük ve en yüksek sıcaklığı da bulabilmeli ve ihtiyaçlarına göre teraryumun daha sıcak ve daha soğuk yerleri arasında geçiş yapabilmelidir. Isıtıcı pedler, lambalar vb. ısı kaynakları teraryumun orta kısmına değil de kenarına doğru konulmalıdır ki istediğimiz termal gradyanı yakalayabilelim. Bu sıcaklık aralığı çoğu tür için 23-27 derece arasında değişmektedir. 

Teraryum temizliği, hayvan refahı ve hastalıkların önüne geçmek için önemlidir. Seçilen zemin materyaline göre düzenli temizlik yapılarak bakteriyel ve paraziter enfeksiyonların engellenmesine yardımcı olur. Gıdasını genellikle suyun içinde tüketmeyi ve buraya dışkılamayı seven sucul kaplumbağalarda ise suyun temizliği kritik önem taşır. Bu tarz besin tüketimine bağlı suda sık kirlenme gözleniyorsa, beslenme ayrı bir bölgede yapılabilir. Teraryuma yerleştirilecek bir filtrasyon sistemiyle suyun düzenli temizliğini sağlamak gerekir. Filtrasyon sistemi suyun değiştirilme sıklığını seyreltse bile aylık olarak tüm teraryum suyu tamamen boşaltıp değiştirilmelidir. Genel olarak özetleyecek olursak sürüngenlerin bakımı hakkında söylenebilecek en önemli noktalar bunlar diyebiliriz.