Selena, Al Yazmalım, Çilek Kokusu ve Hayat Sevince Güzel başta olmak üzere birçok dizide rol alan, genç oyuncu Anıl Çelik, sokaktan sahiplendiği kedilerin ya sahiplenen ya da sahiplendiren koca kalpli bir hayvansever. Soğuk, karlı bir kış günü karşılaştığı yavru kediye yuva olmasıyla başlayan hikayesi Anıl Çelik’i o gün bugündür harika bir kedi tutkunu haline getirmiş. Kedilerin köpeklere nazaran daha farklı bir enerjiye sahip olduklarını söyleyen başarılı oyuncunun şu an birlikte yaşadığı kedisi Toz hakkında anlattıkları eminim sizi de keyiflendirecek!

Yardım edeyim derken sahibi oldum

Bilirsiniz, sokaklar kedi ve köpek dolu. Özellikle yavrular sokaklardaki koşullara ayak uydurma konusunda başarılı olamıyor. İstemediğimiz bir şekilde onları kaybediyoruz. Bu yüzden elimden geldiğince sokakta yürürken dahi dikkatli olmaya çalışıyorum. Sezen ile tanışmamız da bu şekilde olmuştu. Soğuk, karlı bir kış günüydü. Sezen henüz bir aylık, tek kalmış, fark edilmeyi bekliyordu. Çaresizce… Sanırım annesi terk etmiş. Hemen aldım, büyüyene kadar, yuva bulana kadar yuvası olayım dedim ama Sezen benim için çok farklıydı. Sahiplendirmektense birlikte yaşamayı seçtim. Fakat kendisi sokağı çok sevdiği için her fırsatta kaçtı ve yavrularıyla geldi. Daha doğrusu yavrularını evde doğurdu. Toz o yavrulardan biri. Diğerini sahiplendirdik. Toz, Sezen’in yavrusu olmasına rağmen annesiyle hiç anlaşamadı ve evin sahibi oldu. Sezen eskisi gibi bir sokakta, bir evde yaşamaya başladı. Oldum olası dışarıyı çok sevdiği için sanırım Toz’a aldırmadı 🙂 Şimdi arka bahçemde yaşıyor…

Pek kedi gibi değil!

Toz’a gelecek olursak… Hiç insan canlısı değil. Kendini sevdirmek istemez. Kendi halinde yaşar. Kucakta uyumaz. Eve başka kedi istemez! Ama onunla yaşamak çok başka. Kesinlikle evde yalnız hissetmiyorsun. Evde ilgileneceğin bir can oluyor ve sorumluluk sahibi oluyorsun. Ben kedilerin enerjilerini çok seviyorum. Köpeklere nazaran çok daha farklı bir elektrikleri var. İnsanı kendilerine aşık etmesini çok iyi biliyorlar! Biz Toz’la gerçekten ayrılmaz bir ikili olduk. Set zamanlarında dahi yanımda. Eğer bir iki günden fazla dışarıda olacaksam kesinlikle yanımda oluyor. Evde kaldığı zaman strese giriyor, mutsuz oluyor. Pek kedi gibi değil. Kendi yavrularıyla bile anlaşamıyor, kabul etmiyor asla. Evde iki yavru daha var fakat onları dövmeye, kovmaya çalışıyor. Annesine yaptığı gibi. Arka bahçemizde onlara da yer verdik fakat sahiplendireceğiz. Toz bu konuda beni gerçekten üzüyor. Aslına bakarsanız çok sakin, hiç ısırmaz, tırmalamaz. Ama söz konusu başka kediler olunca, kendi annesi yavrusu dahi olsa, bambaşka bir kedi oluyor.

Anıl Çelik ve Yağmur Ağcaoğlu

İstanbul dışında birçok veteriner kliniğinde hijyen problemi gördüm. Ama veteriner hekimlerin tutumunu, mesleğe yaklaşımını olumlu buluyorum.

Hayat onlarla güzel!

Toz gerçekten çok değişik bir kedi. Yavruları insan canlısı, annesi öyle ama Toz çok farklı. Misafirlere kendini bir sevdirir, öptürür sonra varlığını unutursunuz. Onunla yaşamın tek zorluğu tüyleri. Ama çözümü çok kolay; tüy toplayıcılar! 🙂 Hayat siz istedikten sonra çok güzel, onlarla daha da güzel. Bu yüzden kedili yaşamın zorlukları benim için yok. İnsanlar da bu konuda bilinçlenmeye başladı. Son 7-8 yıldır hayvanlara olan ilgi ve sevgi de değişmeye başladı. Sokaklara kulübeler, mama evleri yapılıyor. Etkinlikler, festivaller düzenleniyor. Hep bir farkındalık oluşturma söz konusu. Taktir edilesi. Umarım başta sokak hayvanları olmak üzere birçok konuda daha iyileşme görülür.

Anıl Çelik: Toz bambaşka bir kedi. Köpek gibi gezmeyi çok seviyor. Onu üç kelimeyle özetlemek çok zor ama "Huysuz, uyumlu ve fotojenik" diyebilirim.
Anıl Çelik: Toz bambaşka bir kedi. Köpek gibi gezmeyi çok seviyor. Onu üç kelimeyle özetlemek çok zor ama “Huysuz, uyumlu ve fotojenik” diyebilirim.

Unutmadan bir noktaya daha değinelim. Anıl Çelik’in kedisi Toz, bir dizinin final bölümünde oynadı. Kedisinin daha doğrusu hayvanların setlerde olmasıyla ilgili değerlendirme yapmasını rica ettiğimizde ise; “Setlerde kesinlikle eğitimli kedi ve köpekler oynamalı. Hayvanların psikolojileri bozuluyor. 50-60 kişinin içinde bir anda, onca ışık altında komut almaları, ilgi görmeleri onlar için çok zor. Toz için de öyle oldu. İlk defa oynadı fakat bir daha nasıl olur bilemiyorum. 20 saniyelik bir rol bile onu oldukça etkiledi. Bu yüzden farkındalık yaratmak adına güzel ama bu iş üzerine eğitim almış petlerin kullanılması daha doğru” şeklinde görüşlerini belirtiyor.

Fotoğraf: Navit Seyddashti

 

 

 

 

2007-2012 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde eğitim gören Yağmur Ağcaoğlu, Bobby ve Yosun adında iki köpek ve Bıdık adında kör kedi sahibidir. Mezun olduktan sonra hayvan sağlığı dergilerinde Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptıktan sonra Kalbimdeki Patiler sitesini kuran Ağcaoğlu, yaptığı sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca çocuklar için hazırlanmış ilk Köpek Irkları-1 çocuk kitabını çıkarmıştır.